NATO’nun Rusya’nın “zulmü” karşısında Ukrayna’ya desteğini sürdürme vaadi, ittifakın “emperyalist hırslarını” kınayan Vladimir Putin’den öfkeli bir yanıt getirdi.
Batı askeri ittifakının üyeleri Madrid’deki zirvelerinde, Ukrayna’yı gerektiği sürece destekleme sözü verdiler ve ülkenin ordusunu Rusya’nın işgaline direnmesine yardımcı olmak için modernize ettiler. NATO, Rusya’yı Batı güvenliğine yönelik en büyük “doğrudan tehdit” olarak adlandırmak için stratejik planını da güncelledi.
İttifak ayrıca Finlandiya ve İsveç’ten gelen üyelik başvurularını da onayladı ve doğu kanadındaki asker sayısında büyük bir artış olduğunu duyurdu.
Ancak Türkmenistan ziyareti sırasında konuşan Rusya Devlet Başkanı, Batı’nın tavrını çok kızdırdı. “NATO’nun önde gelen ülkeleri (…) hegemonyalarını, emperyal emellerini savunmak istiyorlar” dedi.
Rus lider, “Ukrayna’ya savaşmaya devam etme ve müzakereleri reddetme çağrısı, yalnızca Ukrayna’nın ve Ukrayna halkının iyiliğinin Batı’nın ve NATO’nun amacı olmadığı, ancak kendi çıkarlarını savunmanın bir yolu olduğu varsayımımızı doğrulamaktadır.” dedi.
İspanya’nın başkentindeki toplantının oturum aralarında Londra ve Washington, Ukrayna’ya askeri ve ekonomik yardımlarını artırdı. İngiltere, Ukrayna için ekstra 1 milyar sterlin (1.16 milyar avro) askeri yardım açıkladı ve toplam katkısını 2.3 milyar sterline (2.67 milyar avro) getirdi.
Amerika Birleşik Devletleri, Mayıs ayında Washington tarafından vaat edilen 7,5 milyar dolarlık (7,18 milyar Euro) destek planının bir parçası olarak, ekonomik yardımda 1,3 milyar dolarlık (1,24 milyar Euro) bir dilimin ödemesini duyurdu.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelenskyy, ittifakın “Rusya’nın agresif Avrupa karşıtı politikalarına yanıt olarak stratejisini değiştirdiğini” göreceğini söylediği NATO zirvesinin sonucunu memnuniyetle karşıladı.
İçinde ortak açıklamaNATO ülkeleri, “ölümcül olmayan askeri teçhizatın teslimini” ve Ukrayna’nın siber saldırılara karşı savunmasını güçlendirmeyi içeren yeni bir yardım planı üzerinde anlaştıklarını söyledi.
Moskova’nın “bu insani felaketin tüm sorumluluğunu” taşıdığını söyleyerek, “Rusya’nın korkunç zulmü muazzam insani acılara ve kitlesel yerinden edilmelere neden oldu” diye yazdılar.
Ukraynalı yetkililer Perşembe günü yaptığı açıklamada, Rusya’nın doğudaki saldırılarının odak noktası olan ve yaklaşık 15 bin kişinin amansız bombardıman altında kaldığı Lysychansk sakinlerini tahliye etmeye çalıştıklarını söyledi.
Bölge Valisi Serhiy Haidai Ukrayna televizyonuna verdiği demeçte, “Mücadele her zaman devam ediyor. Ruslar sürekli saldırı halinde. Pes etmek yok” dedi.
Daha sonra Telegram’a Rus birliklerinin Perşembe sabahı Lysychansk petrol rafinerisine saldırdığını yazdı. Üst düzey bir ayrılıkçı yetkili, Rusya’nın RIA haber ajansına, rafinerinin artık tamamen Rus ve Rus yanlısı güçler tarafından kontrol edildiğini ve şehre giden tüm yolların da onların kontrolünde olduğunu söyledi.
Moskova tarafından Karadeniz limanı Berdiansk’ta görevlendirilen yetkililer Perşembe günü yaptığı açıklamada, 7.000 ton tahıl taşıyan bir ticaret gemisinin Rus işgali altındaki Ukrayna kentinden Rus donanması tarafından korunan ve “dost ülkelere” doğru yola çıktığını söyledi.
Ukrayna, Rusya’yı haftalarca güney Ukrayna’da Rus ordusunun işgal ettiği bölgelerden buğday mahsullerini çalmak ve yasadışı bir şekilde uluslararası olarak satmakla suçladı. Moskova herhangi bir hırsızlığı reddediyor.